MERHABALAR…..

 Nokia Theatre

nur YILMAZ

YENİGÜN GAZETESİ İNSAN VE SAĞLIKLI YAŞAM KÖŞE YAZARI…

Hayatın anlamıdır ‘Merhaba’….

Güzelliğidir, tadıdır ‘Merhaba’…

Yeni bir başlangıçtır ‘Merhaba’…

İçten bir selam, güçlü bir selamlaşmadır merhaba…

Şimdi yeni nesil ‘Selam’ da ki gibi gelip geçici değil, özümüzdür ‘Merhaba’…

Sevgiliye söylenen, arkadaşa söylenen, bir çocuğun başını okşadığında sevecenlikle dilden süzülen bir dokunuştur ‘merhaba’…

Yeni başlangıçlara merhaba diyoruz sizinle. Ve sizinle buluştuğumuz güne diyoruz merhaba…

 Gazetem Ege’ de ‘Sağlık,  Yaşam ve İnsan’ köşemde okurlarıma ulaştırdığım yazılarımı blog ile daha fazla kişiye ulaştırmak istedim…

 

Hakkımda; 

Ben kimim. Öncelikle sağlık ve yaşamı harmanlamış bir kişiyim diyelim.

Nur Yılmaz…  

1990 yılında başlayan basın hayatım, özellikle çok sıcak anıların harmanlandığı yıllar ile perçinlendi. Üniversite sıralarında her ne kadar işletme okumuş olsamda içimde yanan ‘Yazı yazmak’ sevdası ve o gençlik ateşi ile zamanın küçük gazetelerinde ‘Stajer Muhabir’ çalışmaya başladım.

O kadar heyecan verici ve güzel yıllardı ki, hiç para almadan çalıştığım bir çok küçük gazete olmuştur. Ardından daha da beni geliştireceğine inandığım, yerel radyo ve televizyonlar da program yapımcılığı yapmaya başladım. Ardından starjer muhabirlikten terfi ederek artık beni daha da sevindiren hayatımın anlamı diyebileceğim, dönem başladı.

1993 yılında ‘Muhabir’  olarak çeşitli gazetelerde görev aldım. Bu kadar kolay anlatım olsada, öğrenme sürecinde çok şey yaşadığımı ve öğrendiğimi itiraf edeyim…Ama en önemlisi ustarımdan o kadar çok şey öğrendim ki, onlara sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum aslında.

Öncelikle gazetecilik hayatımda öğrendiğim en önemli şey, ustalarından öğrendiğin hiç bişiyi asla okulda öğrenemezsin.

ALAYLI gazeteci derlerdi bizlere.

Çünkü bu işin mutfağından gelen kişileriz. O yüzden usta – çırak ilşkisi vardı aramızda.

Onlar kendilerini bilir, eğer öğrettikleri altın değerinde bilgiler olmasaydı, mürekkep yaladığımız yılları çöpe atmış olurduk.

Hayatımızın en güzel anları ‘sağlıklı’ olduğumuz anlardır diyerek yola çıktığım sağlık köşesinde, sizlerin de önerileriyle, daha sağlıklı günler yaşamamız dileği ile…..

Yeni paylaşımlar, huzurlu günler diliyorum.

Hepinize sağlıklı mutlu bir yaşamda, insanca yaşam diliyorum…

 

 

nur YILMAZ

YENİGÜN GAZETESİ İNSAN VE SAĞLIKLI YAŞAM KÖŞE YAZARI…

NEGATİFLİĞİ ATIN…

nur YILMAZ

YENİGÜN GAZETESİ İNSAN VE SAĞLIKLI YAŞAM KÖŞE YAZARI…

NEGATİFLİĞİ ATIN…

 

Yaşam…

Zorluklar…

Hayat şartları…

Çevresel etkenler…

Her biri vücudumuza negatiflik yükler ve stresli bir hayata adım atmamızı sağlar…

Güne negatif düşüncelerden sıyrılarak girin ve her gün işe başlamadan önce pozitifliği beyninize aşılayın…

Örneğin:

Her gün güne çiçek koklayarak başlayın…

Örneğin gülün kokusu, insan psikolojisini inanılmaz rahatlatıyor…Bunu biz söylemiyoruz…Bunu uzmanlarımız söylüyor…

Güzel kokunun olumsuz düşünceyi attırdığını ve kokunun insan beyni üzerinde olumlu etki yaptığını savunuyorlar. Bunun yanında, güzel koku ile insanlar, dışarıya çıkaramadıkları bazı duygularını yaşayabiliyorlar.

Strese çeşitli kötü düşüncelerin yol açtığını düşünecek olursak, her şeyi kötüye yormanın önüne geçmeli ve küçük bir sorun karşısında bile dünyanın sonu gelmiş gibi hareket etmenin yanlışlığını içimizden atmalıyız.

Farkına varmadan kötü düşünceye saptanıyoruz ve olaylar karşısında bu şekilde beynimizi ve vücudumuzu kötü yorumlar ile yoruyoruz.

Düşünce hatalarımızın tekrarlanmamsı için beynimize negatiflik yerine pozitiflik aşılanması gerekli.

Güne güzel düşünerek başlamak aslında gün boyu pozitifliği size getirecektir. Evrende ki her şeyi güzel görme, yaşama ve hissetme ile düşünce birleştiğinde, yaşanan stres de azalacaktır.

Ayrıca uzmanlar, güzel kokunun güzel düşünmeyi ve hissetmeyi sağladığını belirterek, özellikle sabahları çiçek koklanarak güne başlamanın etkisini gün boyu sürdürdüğünü belirtiyorlar.

Her şeyi genelleme, gözde büyültme ya da küçültme, olayları kişileştirme, her bir olayda zorunluluk yaşama,  ve de çevresel toplumsal düşüncelerden etkilenme, aslında hep kötü düşünerek negatifliğimizin artmasına yol açar.

Ders alacağımız bir sürü olay yaşarız ve her defasında stresin içinde kayboluruz. Aslında olaylardan ders alarak stresle başa çıkmalı ve güçlü kişilik geliştirerek, olaylar karşısında ayakta kalabilme ve başa çıkma yeteneğimizi geliştirmeliğiz.

Negatifliğe yol açan etkenler;

* Kişisel etkenler, ( kendi kendimize yarattığımız sorunlar)

* Çevresel etkenler, (çevremizden kaynaklanan ve bizim de etkilenerek kendimize ve yakınlarımıza yansıttığımız sorunlar)

Metropol yaşam da, kişilerin birbirini desteklemesi stresle baş etmek için iyi bir dayanışmadır.

Sosyal çevreden yardım alma da negatifliğin atılması konumunda büyük önem taşır ve kolay atılmasına olanak verir.

Sevgi ile yaşayın…

Sağlıklı ve mutlu kalın…

SAĞLIKLI YAŞAMIN SIRLARI

nur YILMAZ

YENİGÜN GAZETESİ İNSAN VE SAĞLIKLI YAŞAM KÖŞE YAZARI…

HAYATIMIZIN EN ÖNEMLİ YERİNİ TUTAN VE YİTİRİLDİĞİ TAKDİR DE NASIL BİR SAVAŞIMLA TEKRAR KAZANILMASI İÇİN UĞRAŞ VERDİĞİMİZ BİR DEĞERDİR SAĞLIK…

 

Hayatımızın bir parçasıdır…

İyi günlerinde değeri bilinmeyen bir güzelliktir…

Hayat onu yaşadıkça güzeldir…

Ve kötü gittiğinde bir yıkımdır, sağlık….

 

 Uykusuzluk, hırçınlık, öfke, saldırganlık, depresyon, ruhsal bozukluklar, dengesizlik ve stresin yol açtığı sağlık sorunları günümüzün artık olmazsa, olmazlarından olmuşken, bununla savaşım da gün geçtikçe çeşitli yöntemler çıkmış ve bunlar sunulmaktadır.

Örneğin bunlardan bir kaçını ele alacak olursak, son yıllarda bitkisel çözümler giderek kullanılır bir yöntem olmuştur.

Doğanın saflığı, mucizesi olarak sunulan bitkisel sırlar, çözümler yeteri kadar etkilimidir bilinmez, ama bir gerçek var ki o da bu sektörün geliştiğidir. Hayatımız da aslında yapmamız gereken belki de tek şey var…O da pozitif olmak….

Nasıl mı? Gerçeklerle yüzleşmek ve yüzleştiğin gerçekler de kendini bulmak…

Yapabilir miyiz?

Yapabilirim demektir, yapabilir miyiz? dememektir ilk savaşımı kazanmak…

 Kendini bulan, anlayan, tanıyan bir kişi hayata daha pozitif bakabilir düşüncesindeyim.

Bu sayede vücuttan atılan negatif düşüncelerin yerini güzellikler aldığı takdir de beden de yer alan çeşitli rahatsızlıkların azaldığı kanısındayım. Bu düşünce  tabi ki benim şahsi düşüncem olmasının yanında bir çok kültürde de, ana tema olarak işlenmiş ve kabul görmüş bir düşünce tarzıdır.

Asya kültürün de, Hint kültürün de geniş çerçevede ele alınan POZİTİF düşünce tarzı, aslında beynimizden, ruhumuzdan bir çok kötü düşünceyi aldığı gibi, bu düşüncelerin de bedenimizden silinmesini sağlar.

Aslında millet olarak bu düşünceye yüzyıllardır tanık olduk, yaşadık. Bizim kültürümüzde örneğin Mevlana HZ. ve Yunus Emre gibi bir çok özümüz, bu düşünceyi, iyiliği, güzelliği  empoze  etmek için uğraş vermişlerdir.

Bir çok doktorumuz da tüm hastalıkların aşılmasında moralin önemini dile getirmişlerdir. Ve hastalarına, özellikle morallerini yüksek tuttukları takdirde, bu savaşı kazanacaklarını anlatmışlar ve bu konuda onlarla birlikte var güçleri ile çalışmışlardır.

Felsefenin sağlıktaki rolü kesinlikle yadsınamaz ve kabul görmüş bir gerçektir.

O yüzden düşüncelerimiz deki negatifliklerin yerini, iyi düşünceler aldığı takdir de, sevgiyi bulabiliriz…

Hayatımızı kolaylaştıralım….. sevelim…. sevilelim ve kırmayalım. Önce kendimize iyi davranalım, kendi gönlümüzü kırmayalım ki karşımız da ki kişiye de de aynı enerjiyi geçirelim.

Birbirimizin gözünün içine baka baka diyebilelim ki  ‘SENİ SEVİYORUM’, işte gerçek budur..

Sağlıklı yaşamın sırrı da buradan geçer…. Unutmayalım hayat kısa……Ve kısa bir hayat da mutluluk arıyor isek, sağlıklı yaşamda biz de var olmak istiyor isek, yapacağımız bedenimize, beynimizden pozitiflik sinyali göndermektir….